Teknoloji ve zihin kontrolü.Sevgili dostlar,bildiğiniz gibi teknoloji artıkhayatımızın her alanına girdi. Bir zamanlar bilimkurgufilmlerinde ağzımızı açarak seyrettiğimiz hayalgücünedayanan cihazlar artık elimizin altında sıradanoyuncaklar oldular. Çok değil bundan sadece yirmi seneönce bilgisayarla Amerika’da hiç tanımadığımız birinsanla tavla oynayabileceğimiz veya görüntülü telefonkavramı bize ulaşılamayacak çocuksu hayaller gibigelirdi ama bugün bütün bu gelişmeleri usulcakabullenmiş durumdayız ve biz hiç de garipgelmiyorlar. Yıllar önce telefon etmek için ceplerimdejeton arandığım günlerle bugün elimde tuttuğum sonmodel cep telefonu arasında sanki yüzlerce sene farkvar gibi. Teknoloji baş döndürücü bir hızla ve buhızını da sürekli bir şekilde arttırarak ilerliyor.Tabii her şeyde olduğu gibi teknolojinin getirdiğirisklerde bulunmakta. Bu risklerin bence en önemlisibu teknolojinin temel olarak Batı tarafındangeliştirilmesi. Bu sözlerimin sebebi tabii kikıskançlık değil çünkü insanlığın faydasına bir şeygeliştirilmesi bizi ancak mutlu eder bunu kiminyaptığı önemli değildir çünkü hepimiz Allah’ın üstünsıfatlarla donattığı Ademoğullarıyız. Yalnız sorunşurada ki Batı medeniyeti ürettiği her yeniteknolojiyi öncelikle silah olarak kullanmaya ve buteknolojileri bir güç kaldıracı yapmaya meyillidir. Busebeple Batının eline geçen pek çok teknolojiinsanlığa huzur yerine yıkım getirmiştir. Batı Barutualmış ve binlerce yıl Çinlilerin yapmadığını yaparakateşli silahları bulmuştur,kimyasal maddelerden ilaçyapacağına kimyasal silah yapmış,mikroplarıöldüreceğine çoğaltarak biyolojik silah inşa etmiş veinsanoğlunun bulduğu en güçlü enerji formundan yineinsanlığın sonunu getirecbilecek nükleer silahlarıicat etmiştir. Kısaca Batı için teknoloji önceliklesilah anlamına gelmektedir.Bugünkü yazımda pek bilinmeyen ama insanlığıngeleceği için son derece tehlikeli bir teknolojidenbahsetmek istiyorum.1948 senesince Norbert Weiner "Cyberbetics" adındabir kitap yazdı.Bu isim zamanın bilim çevrelerinde çokaz insan tarafından bilinen ve sinirsel iletişim vekontrol teorisi anlamına gelen bir terimdi. O zamandanbu güne Cybernetic teknolojisi gözlerden ve insanlarınilgisinden uzak bir şekilde gelişimini sürdürdü ve1980 yılında Japon bilim adamı Yoneji Masuda dahafazla dayanamayarak insanların bilmediği yeni birteknolojinin tüm insanlığın geleceğini etkileyecekşekilde gelişme gösterdiğini ve yakın bir zamandainsanların Orwellin ünlü romanında olduğu gibi tekmerkezden idare edilecek robotlara dönüşebileceğiuyarısında bulundu. Masuda vicdanlı adamdı ama medyavicdansızdı ve onun açıklamalarını hasır altı ettiler.Masudanın bahsettiği bu yeni teknoloji süperbilgisayarların uydu bağlantısı vasıtasıyla beyineyerleştirilmiş özel mikroçipleri kontrol etmesinedayanıyordu.Beyine çip yerleştirme operasyonlarının ilki resmiolarak 1974 senesinde Amerikanın Ohio eyaletinde veİsveç’in Stockholm kentinde gerçekleştirildi. Butarihten çok daha önce 1946 yılında gizlice veailelerinin haberi olmadan yeni doğan bebeklere çiptakılmıştı. 1950'li ve 60'lı yıllarda pek çok insan vehayvan kobay üzerinde bu çipler denenerekdavranışları,beyin ve vücut fonksiyonlarını kontroletme üzerine araştırmalar yapıldı. Bu araştırmalara bukadar önem verilmesinin sebebi özellikle Amerikanordusu ve istihbaratının zihin kontrolü üzerindeönemle durması ve bu alana çok büyük bütçelerayırmasıydı.Cybernetic teknolojisi 1970'li yıllarda bir santimetreboyunda çipler kullanıyordu ve bunlar röntgendegözükebilyordu daha sonra bu çiplerin boyutu ufak birpirinç tanesine indirgendi ve görülme ihtimalleri çokazaldı. İlk başta silikondan imal edilen çipler dahasonra galyum arsenide maddesinden imal edilmeyebaşlandı. Bugün bu çipler o kadar mikro düzeyeindirgenmiştir ki ense veya sırt bölgesine özel birşırıngayla konabildiği gibi bir ameliyat esnasındakonulan kişinin haberi olmaksızın da takılabilir.Çipler bir kere takıldıktan sonra bunların bulunmasıveya çıkarılması neredeyse imkansızdır.Yeni doğan her bebeğe bu çiplerden birer adetyerleştirilmesi ve bu kişinin hayatının geri kalankısmında çip sayesinde kimliklendirilip takip edilmesibugün artık mümkündür. Amerika birleşik devletleri butip planları şu an kurmakla meşgul. İsveç’in öldürülenbaşbakanı Olof Palme 1973 senesinde bu çiplerincezaevi mahkumlarına takılmasına izin vermişti ve odönemde yayınlanan İsveç devlet raporlarında (StatensOfficiella Utradninger) bu çip yerleştirme izni açıkolarak görülmektedir.Çiplenmiş insanlar dünyanın her yerinde takipedilebilir. Beyin fonksiyonları süper bilgisayarlartarafından uzaktan izlenebildiği gibi çeşitlifrekanslardan etki altına da alınabilirler.Amerika’daki gizli deneylerde mahkumlar,askerler,akılhastaları,özürlü çocuklar,sağır dilsiz insanlar gibitoplumun koruması dışında kalan insan denekleriüzerinde pek çok araştırma yapılmış ve olumlu sonuçlaralınmıştır.Bugünün mikroçipleri kendilerine odaklanmış düşükfrekanslı radyo dalgaları ile çalışırlar. Uydularınyardımıyla çiplenmiş kişi gezegen üzerinde hangideliğe girerse girsin kesinlikle takip edilebilir.Amerikan ordusu bu teknolojiden çeşitli zamanlardafaydalandı. Mesela Vietnam savaşında bugün ismine"Rambo çipi" denilen cihazın takıldığı bazı askerlerdeaşırı saldırganlık ve cesaret duyguları yaratıldıbunun sebebi çipin kandaki adrenalin oranınıyükseltecek şekilde dizayn edilmiş olmasıydı. BugünIraktaki askerlere Dr.Carl Sandersin geliştirdiği vebiotic adı verilen çip enjeksiyonları yapılmıştır. Busayede Iraktaki pek çok özel kuvvet askerinin tümyaşadıkları ve yaptıkları Amerika’da bulunan MilliGüvenlik Teşkilatı tarafından saniye saniye kontroledilebilmekte. Dikkat ederseniz Irakta kaçırılan bazıAmerikan askerlerinin yeri bir kaç saat sonrakurtarmaya gelen timler tarafından elleriyle koymuşgibi bulunuyor. Bu hassas kurtarma operasyonlarınınsebebi işte bu çiplerdir.5 mikromilimetre çapındaki bir mikroçip (saçınızdakibir telin çapı 50 mikromilimetredir,anlayın çipinküçüklüğünü) gözdeki görme sinirinin içineyerleştirildiği zaman beyin dalgalarını toplamayabaşlar ve kişinin deneyimlerinin,aldığıkokuların,görüntülerin ve seslerin hepsinialgılayabilir. Mesela bir maç seyrediyorsunuz maçesnasında gördüğünüz tüm görüntüler,duyduğunuzsesler,içtiğiniz kolanın tadı ve kokusu gibi tümduyularınız çip tarafından ana bilgisayara iletilir veuzmanlar bu deneyimi bilgisayarda birleştirdiktensonra başka bir çip takılı şahsa iletirlerse bu şahıssizin yaşadığınız maç izleme olayının aynısınıyaşadığını zannedecektir. Bu tekniğin kötü niyetlekullanılması halinde mesela tamamen masum bir adamPapaya suikast düzenlediğini sanabilir.(bu örneğinüzerinde biraz düşünün)RMS teknolojisi kullanılarak bilgisayar operatörü çiptakılmış şahsa elektromanyetik dalgalar göndererekhedefin performansını bozabilir ve sapasağlam bir adambir anda konuşma zorlukları ve yürüme zorluklarıçekmeye başlar. Bu teknolojiyle kendisine çip takılıolduğunu bilmeyen bir insana gaipten sesler vegörüntüler gösterilerek şahsın akli dengesi bozulur vekendisine peygamber veya Mesih olduğu gibi telkinlerverilebilir.Her düşünce,reaksiyon,duyduğumuz veya gördüğümüzşeyler beyinde belli sinyallere yol açar ve biz onlarıgörüntü,ses veya düşünce olarak algılarız.Elektromanyetik sinyallerle bu hislerin şiddetiarttırılabilir ve hedef şahısta çok acı veren ağrılarve kas krampları yaratılarak dünyanın bir ucundakiinsana işkence yapılabilir. Gördüğünüz gibi Cyberneticteknolojisi kötü ellerde düşünülemeyecek felaketlereyol açabiliyor.Şimdi denilebilir ki bu çiplerden milyonlarca insanatakıldığını düşünürsek bütün bu insanları tekmerkezden takip ve kontrol edebilmek mümkün olabilirmi. Mümkündür. Biliyorsunuz her insanın birbirindenfarklı bir parmak izi vardır aynı şekilde her insanınyaydığı beyinsel dalgaların frekansları da birbirindenfarklıdır.Bu şekilde her insana sadece kendisine özelbir yayın ve bilgi yükleme dünyanın neresinde olursaolsun yapılabilir. Bugün zaten bu uygulanmakta meselauzaya gönderilen her astronota uzaya çıkmalarındanönce bu çiplerden takılır ve uzaydaki her hareketlerive duyguları 24 saat boyunca kilometrelerce ötedengözlemlenebilir.Bu teknolojinin gizliden gizliye uygulanmayakonulduğunu basını iyi takip ederekdeanlayabiliyoruz.Amerikan Washinton Post gazetesi Mayıs1995 tarihinde verdiği haberde İngiltere tahtınınveliahdı Prens William'a 12 yaşındayken bir çiptakıldığı haberini verdi. Bu çipin prensin kaçırılmasıdurumunda yerinin belirlenmesi amacıyla takıldığısöyleniyor tabi düşünmemiz gereken Prens William kralolduğu zaman bu çipi takanlarca yönlendirilipyönlendirilemeyeceği.Çip takılan bir insanın artık o andan itibaren özelhayatı kalmaz. Bundan sonra yapacağı her şey hattaseks hayatı bile kilometrelerce uzaktaki bir merkezdentakip edilecektir.Hatta hissedeceği duygular bilekontrol edilebilir ve bir şeyi sevmesi veya ona öfkeduyması sağlanabilir. Hatta özel hayatı o kadar kalmazki gördüğü rüyalara bile müdahale edebilirler.Bu teknolojinin askeri alanda kullanımı ise uzunsüredir kamuoyunun bilgisi dışında sürmekte.Amerikanın dünya hakimiyeti için üretmeyi planladığıcyber-askerler artık bilim kurgu filmi değil ne yazıkki. 1980'den bu yana bazı NATO ülkeleri bu projekapsamında harıl harıl çalışmakta.Bu konu üstünde yapılan deneyler bilim dünyasındantamamen uzakta ve kapalı kapılar ardında yapıldığıiçin deneylerde kullanılan insan deneklerin sağlığıhiçe sayılıyor. Bu deneylerde insanların beyinlerine3.50 HZ veya 5 miliwatt değerinde akımlar sürekligönderildiği için denek olarak kullanılan cezaevimahkumlarının beyinlerinde büyük hasarlar görülmekte.Bize insan hakları dersi vermeye kalkan İsveç veAvusturya’da NATO kapsamında yapılan deneylerde pekçok denek mahkumun beyni ağır şekilde hasar gördü.Tabi bu tip bilgileri boyalı basınımızda ve Avrupaaşığı alıkların yazdıklarında bulamazsınız ama bizçıkar ve söyleriz. Bugün başta adam gibi bir siyasiirade olsa APO'nun mahkum haklarından söz edenlereAvusturya’da Gothenburg hapishanesinde kobay olarakkullanılarak sakat bırakılan zavallıları sorar veonları sustururdu ama nerede o günler. Neyse bizkonumuza devam edelim.Zihin kontrolü teknikleri siyasi amaçlı olarakdakullanılabilir. Bugün zihin kontrolcülerin temel amacıhedeflenmiş kişi ve grupları kendi çıkarlarıdoğrultusunda karar almaya teşvik etmektir.Çiplenmişve zombileştirilmiş insanlar cinayet işlemeyeyönlendirilebilir ve sonrasında ise hiç bir şeyhatırlamazlar. Batı için tehlikeli görülen bir siyasilider en yakınındaki kişi tarafından öldürülebilir vebu kişi daha sonra hiç bir şey hatırlamadığını söyler.1980'lerden bu yana kimsenin bilmediği gizli bir savaştüm dünyada sürüyor. Bu süre boyunca binlerce insankendileri farkında olmadan takılan çipler sayesindekullanıldı ve kullanılmaya da devam ediyorlar.Elektronik zihin kontrolü yöntemleri dışında birdekimyasal yöntemler geliştirilmiştir. Zihni bulandıranilaçlar ve çeşitli gazlar sayesinde insan davranışlarıyönlendirilebilir.Bu maddelerin havalandırmasistemleri ve su borularına katılmasından kimseninhaberi bile olmaz. Size burada ufakta bir sır vereyim.Biyolojik silah olarak kullanılması düşünülen pek çokbakteri ve virüs çeşitli ülkelerde insanların hava vesuyuna karıştırılarak test edilmektedir. Ara sırahaberlerde gördüğünüz ve çıktıklarından bir süre sonrakaybolan pek çok gizemli virüs ve hastalığın temelsebebi budur.Mikroçipler veya günümüzün değişik teknolojikmetotlarıyla dünyanın her yanındaki milyonlarca insanıAmerika ve İsrail’deki süper bilgisayarlara bağlamaprojesi belki de insanlığın önündeki en büyüktehlikelerden biridir. Bilgisayarlar o kadar geliştiki artık tüm dünya nüfusunun bilgisayarlardan izlenipkontrol edilebilmesi teorik olarak mümkün halegeldi.Yakın zamanda suç ve terörizmi engellemekbahanesiyle insanlar çiplenmeye başlanırsa buyazdıklarımı lütfen hatırlayın.Bugün saçma sapan konularla vakitlerini harcayaninsanların tartışması ve tepki göstermesi gereken enönemli konu budur aslında. İnsanlığınrobotlaştırılmasına hazır mıyız ? Tüm duygularımızınve özel hayatımızın bir kaç bin seçilmiş tarafındankontrol edilmesine razı mısınız ?Beyniniz kontrol altına alındığı zaman protesto etmekve bir şeyler yapmak için çok geç olacaktır.Şunu iyice anlayın ki günümüzün teknolojisi bir kaçsene içinde tüm dünyayı tek merkezden yönetmeyeelverişli bir hale gelecek. Bugün globalleşme adıaltında satılmış pislikler tarafından yapılanvatansızlaştırma ve milliyetçilik duygularınıtörpüleme faaliyetleri hep bu amaç doğrultusundadır.Size sundukları yaşam tarzı Amerika-Avrupa ve Yahudimerkezli kapitalist bir toplum yapısıdır ve rolünüzise sadece duygusuz köle robotlar olarakbelirlenmiştir. "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" ve"ben kendi hayatıma bakarım" mantığıyla pısırıkçasusarak eli böğründe bekleyen insanlar ne zamanuyanacak acaba.Titreyin ve kendinize gelin,insanlar koyunlarısevmezler insanlar koyunları yerler sevgili dostlar.
Yazan :Serdar Kuru
Kaynak : Zinin Kontrol Grubu
Hazırlayan : Tahir Eğerci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder