Pazartesi, Mart 12, 2007

Namaz



Sayı 5 Namaz

Başlarken:

ĺman eden kullarına bir tevhid eylemi olan namazı farz kılan Allah (c.c)'a hamd ve sena olsun.
Din'de tevhid akidesinden sonra en başta gelen ve en kuvvetli bir emir olan namazın nasıl kılacaĝımızı bize en güzel şekilde öĝreten ve bu namazı kılmayıp, terk edenin kafir' olduĝunu
haber veren Allah (cc)'ın elçisi Muhammed (sav)'e salat ve selam olsun.Allah (cc)'ın kendilerini kıyamete kadar geçerli olan, deĝişmez ve deĝiştirilmez. Kitab'ında andıĝı ve kendilerinden razı olduĝunu bildirdiĝi ashaba (ra) ve güzellikle
onlara uyanların hepsine Allah (cc)'ın selamı olsun, rıza ve rahmeti olsun, ĺnşaallah (c.c).Allah (cc) namazı, tevhid üzere iman eden, hayatının her alanında Allah (cc)'ı birleyen kullarına farz kılmıştır. Tevhid imanına sahib olmayan bar kimseye kıldıĝı namaz fayda saĝlamayacaĝı gibi, tevhid imanına sahib olduĝunu söyleyen bir kimseye de namaz kılmadıĝı sürece iddia ettiĝi tevhid imanı hiç bir fayda saĝlamayacak, bu iddia sadece sözde kalacak ve namaz kılmayan kişiyi böyle bir iddia kafir' olmaktan kurtaramayacaktır.
ĺslam'a Göre Namaz'ı Terk Etmenin Hükmü' adlı bu Kitabımızda konu hakkındaki ayet ve hadisleri nakletmekten başka bar şey yapmadık. ĺslamın nas'larını aslından saptıranların yaptıĝı gibi saptırma veya hükümleri yorumlayarak deĝiştirenlerin yaptıĝı gibi deĝiştirme ve bozma yapmadık bu kitabımızda…
Bu konu hakkında aydınlanmak ve yeterli bilgiye sahib olmak için araştırmak isteyen herkese ayet ve hadislerle ışık tuttuk ve muhalif düşünceye sahib olanları yine ayet ve hadislerle karşı karşıya getirdik ve uyardık.
Bu kitabın hazırlanmaşındaki yegane amacımız kendisini ĺslam'a nisbet eden ve 'Ben de müslümanlardanım' diyen bir kimsenin katında 'tevhid'in ve Allah (cc)'a kulluĝun en bariz şekli ve isbatı olan namazın deĝerini yüceltmektir.Allah (cc)'dan başka ilah olmadıĝına, Muhammed (sav)'in Allah (cc)'ın kulu ve son elçisi olduĝuna şahidlik ederek Allah (cc)ın indirdiĝi Kitabı ve hükümleri doĝrulayan bir mü'minin dinini koruması için ilk olarak yerine getirmekle yükümlü olduĝu görevi hiç şüphe yok ki namazdır.Namaz dinde terki küfür olan tek ameldir. Zira Rasulullah (sav) ve O'nun güzide ashabı (ra) namazın terkinden başka hiç bir amelin terk edilmesi sebebiyle insanları tekfir etmezlerdi. Zira tevhid imanı ile girilen dinin korunması ve devam ettirilmesi öncelikle 'namaz'ladır. Bunun içindir ki ´namazı terk eden kimsenin dini yoktur'
Namazın farz oluşunun inkar edilmesi şöyle dursun, bu namazın kılınmaması
küfürdür. Çünkü Allah (cc)'ın deĝişmez ve deĝiştirilmez ayetleriyle sabit olan bir ameli inkar etmek zaten küfürdür. Ve ayetle sabit olan bir ameli ve esası inkar eden kişinin zaten kafir olduĝunu söylemeye belirtmeye ve tekrar tekrar ifade etmeye gerek yoktur.
Kitabın ileriki sayfalarında da çok açık bir şekilde görüleceĝi üzere Allah (cc) ve O'nun son elçisi Muhammed(sav) bize namazı kılmayanın, terk edenin kafir olduĝunu, müşrik olduĝunu, dininin ve imanının olmadıĝını haber vermişlerdir. Bu hususun ısrarla üzerinde durmuşlardır.
Konu ile ilgili ayet ve hadisler ince anlayış ve doĝru bir yaklaşım metodu ile incelendiĝinde
görülecektir ki, namazı terk eden kimse ile ilgili ayet ve hadislerin ne metinlerinde ve ne de
tercümelerinde asla 'namazı inkar eden' veya 'namazın farz olduĝuna inanmayan' kimse için 'kafir olur' denilmemiştir.
Kesinlikle böyle bir ifade biçimine rastlamak ve böyle yorum yapmak mümkün deĝildir.
'Namazın farz olduĝunu inkar eden kafir olur biçimindeki ayet ve hadislerin zahir ve açık anlamlarına aykırı batıl yorumlamalara ilk dönem müslümanları zamanında rastlanmamaktadır.'Namaz' dinde bu kadar önemli bir kulluk vazifesi iken tarih boyu bir çok gayretsizlerin gayretsizliĝi ve gafleti sebebiyle dinden en son terk edilen bir halka olmuş ve sonradan
gelen nesillerde de bu tembellik ve gayretsizlik adet haline gelmiştir.
Böylece namaza gereken önem verilmemiştir.Biz bu kitabımızda Allah (cc)'ın izni ve bize olan bu konudaki lüftu ile 'namaz'ı 'terk edenin dinden çıktıĝını, kafir ve müşrik olduĝunu, bile bile terk edilen ve geçirilen namazın kazasının olmadıĝını ayet ve sahih hadisler ışıĝında ispatlıyoruz.Geçmişlerin alışkanlıklarına ve geleneklerine aykırı söz söylemek ve görüş ortaya atmak genelde yadırganır ve doĝru karşılanmaz.... Bununla birlikte geçmişlerin alşıkanlıklarına ve geleneklerine aykırı görüş beyan eden
kimseler dinlerindeki ihlas ve samimiyetleri ne olursa olsun ilim, irfan ve takva konusunda ne kadar seviyeli olurlarsa olsunlar, toplum tarafından,
hatta kendilerini ĺslam'a nisbet eden bir çok grublar ve fırkalar tarafından bile dışlanırlar. Ambargo konulur o insanlara... Selam verilmez, ihtiyaçları giderilmez, o kimselerin...
Protesto edilirler. Kendi kafalarında oluşturdukları piyasa standartlı ĺslam anlayışına sahip olan kimseler için Kur'an ve Sünnet'e göre net görüş ortaya atan müslümanlar Allah (cc)'ın dini adına olan tüm gayret ve ihlaslarına raĝmen
kafirlerden müşriklerden daha zararlıdırlar, o kimseler için…
Nitekim, kafirlere karşı alınamayan tavırlar Allah (cc)'dan korkmadan Kur'an ve Sünnet'e göre konuşan, yazan müslümanlara alınıverir.Kitabımızı okuyanlardan birçok kimse tarafından nasıl ve ne şekilde itham edileceĝimizi şimdiden çok iyi biliyoruz. Fakat, şu özelliĝin okuyucumuz tarafından da çok iyi bilinmesini isteriz ki, biz bu kitabımızda sadece ayet ve hadisleri konuşturuyoruz. Kendilerini ĺslam'a nisbet eden grupların içine düştüĝü ihtilaflara, mezhebi ve fıkhi ayrıntılara girmiyoruz.

Ancak ayet ve hadislerin metinlerine sadık kalarak görüşlerini beyan eden ĺslam alimlerinin görüşlerine ve konu hakkındaki fetvalarına kitabımızın sonunda yer verdik.Her konuda
olduĝu gibi bildiĝimizi söylüyor, bilmediĝimizi öĝrenmeye çalışıyor ve öĝrendikten sonra söylüyoruz, ihtilaf edilen bir çok mesele de yaptıĝımız gibi 'Namaz'ı terk eden kimsenin hükmü' konusunda da aynı tavrımızı koruyoruz, Kur'an ve Sünnet'e uyuyoruz. Zira, çok iyi biliyoruz ki, sözlerin en güzeli Allah (cc)'ın Kitab'ındaki sözler, yolların en güzeli ile
Rasulullah (sav)'in ümmetine emanet olarak bıraktıĝı yoldur. Ve işlerin en kötüsü sonradan ortaya çıkarılan ve din adına ihdas edilen bid'atlardır. El-Hamdulillah bunun bilincindeyiz. Böyle kalmayada gayret etmekteyiz…
Kitabımızda ifade ettiĝimiz gerçeklerden dolayı eleştiri alırsak ki piyasada sayılmayacak kadar çok ĺslam (!) anlayışı varken eleştiri almamız kaçınılmazdır- bir takım gayretsizlerin alışkanlıklarına, gelenek ve göreneklerine, piyasa standartlı ve vahiyden beslenmeyen ĺslam (!) anlayışlarına aykırı düştüĝümüz için alırız.
Bunu da Rabbimizin rızasının yanında hamd olsun O'na ki hiç hesaba katmayanlardanız.
Zira hakkı, Kur'an ve Sünnet gerçeklerini çarptırmadan saptırmadan dosdoĝru anlatmaya
çalıştıĝımızdan dolayı ecrimizi ecirleri en güzel şekilde daĝıtan Rabb'imizden beklemekteyiz. Çünkü, Rabb'imizin katında ecirler karşılıĝını hiç bir zaman kaybetmez.Kitabımızda oklukça sade ve net bir biçimde anlatıĝımız doĝrular ĺslam
Ümmeti'nin ortak doĝruları ve ortak deĝerleridir.
Doĝrular Allah (cc)'a ait doĝrulardır ve Allah (cc)'dandır.
Hata yapmıysak bizden ve şeytandandır. Ortaya koymaya çalıştıĝımız doĝrularda isabet etmişsek
Rabb'imize hamd ve sena ederiz.ĺnsan olmamız ve hata yaparlılık özelliĝinde yaratılmış
olmamızdan dolayı muhtemel hatalarımız içinde yine Rabb'imizden baĝışlanma dileriz.Biz bu çalışmamızın karşılıĝını Rabb'imizin mizanında hayırdan yana tartılan ve aĝır gelen salih bir amel olmasını diliyoruz, sizler de böyle dileyiniz...Ümid ederiz ki, bu kitabımız bir çok hayırlara vesile ve bir çok insanın tevhidin hakikatini ve bu mühim ibadetin ne denli önemli olduĝunu kavramalarına vesile olur, ĺnşaallah (cc)…
Dualarımızın sonu Alemlerin Rabb'i olan Allah (cc)'a hamd etmektir.
"Allah(cc)'a dönücüler olarak (O'na yönelin) ve O'ndan korkun. Namazı da dosdoĝru kılın da
müşriklerden olmayın." (Rum: 32)
Allah (cc) bu ayette müşriklerden olmamayı 'namaz kılma'ya baĝlamaktadır.Ebu Süfyan'dan rivayet edilmiştir. Dedi ki: Cabir şöyle diyordu:
Ben Nebi (sav)'den işittim, şöyle buyuruyordu: "Şüphe yok ki kişi ile şirk ve küfür arasındaki şey sadece 'namaz'dır." (Müslim:82, Ebu Davud:4678, Tirmizi:26l9, Nesei:465 ve ĺbn-i Mace: 1078 rivayet ettiler.)Cabir (ra)'den rivayet edilmiştir:Nebi (sav) buyurdu ki:"Namaz'ı kılmamak şirktir."(Musannaf: 5009, Şeria: 133, Usulü's-Sünne-. 1513 sahih bir senedle rivayet ettiler:)Enes (ra)'den rivayet edilmiştir: Nebi (sav) buyurdu ki: "Kişi ile şirk arasında 'namaz'ı terketmekten başka bir şey yoktur.
Namazı terk ettiĝi zaman şirk koşmuştur."(ĺbn Mace: 1080, Muhammed ĺbn-i Nasr/Kitabu's salat :897 rivayet etmişlerdir.)Rasulullah (sav)'in azadlısı Sevban (ra)'dan rivayet edilmiştir: Ben Rasulullah(sav)'den işittim. Buyurdu ki: "Kul ve küfür ve iman arasında 'namaz' vardır. 'Namaz'ı terk ettiĝi zaman muhakkak şirk koşmuş olur."Rasulullah (sav)'den rivayet edilen sahih hadisler açıktır ve yoruma gerek yoktur.
Allah (cc) buyuruyor ki: "Kitablarını saĝlarından alanlar cennettedirler. Mücrimler hakkında sorarlar:
'Sizi cehennem çukuruna ne sürükledi?' Mücrimler diyecekler ki: 'Biz (dünyada) namaz kılanlardan deĝildik. Yoksullara yedirmiyorduk. Batıla dalanlarla birlikte dalıyorduk.
Kıyamet gününü de yalanlardık.
Ta ki ölüm bize gelene kadar (bu hal üzerindeydik) " (Müddessir Suresi: 40-47)Allah(cc) bu ayetlerde namaz kılmama suçunu batıla dalma ve kıyamet gününü yalanlama suçları ile aynı ayette zikrediyor ve aynı düzlemde deĝerlendiriyor.
Herkesin de üzerinde görüş birliĝine vardıĝı bir konudur ki batıla dalanlar ve kıyamet gününü
yalanlayanlar kafirdirler.Cabir ibn Abdullah (ra)'den rivayet edilmiştir. Nebi (sav) buyurmuştur ki: "ĺman'la küfür arasındaki şey namazı terk etmektir." (Tirmizi: 2618, Kitabu's-Salat: 887 ve ĺbni Ebi şeybe ĺman: 44 sahih olarak rivayet etmişlerdir.)

Bu konuda da Rasululah (sav)'den bize şu hadisler rivayet edilmiştir: ĺbn-i Umer (ra)'den rivayet edilmiştir. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Namaz'ı olmayanın dini yoktur." (Taberani Mucemu's-Saĝir: 60 rivayet etti.)Umer ĺbn-i Hattab (ra)'den rivayet edilmiştir: Adamın biri gelerek Rasulullah (sav)'e şöyle dedi: "Ya Rasulullah, Allah (cc) katında ĺslam'da en faziletli olan amel nedir, söyler misin?"
Rasulullah (sav)'de "Vaktinde namaz kılmaktır. Zira namazı terk edenin dini yoktur."ĺbn-i Mes'ud (ra) şöyle demiştir: "Her kim ki 'Namaz'ı terk ederse onun dini yoktur." (Beyhaki, şuabü'l-ĺman, Musannaf: 10446)Abdullah ĺbn-i Amr (ra) dedi ki: "Namaz'ı terk edenin dini yoktur." (Buhari, Tarihu'l-Kebir 7/95)
Asr-ı saadet'te kıble Mescid-i Aksa'dan Kabe'ye çevrilince yahudiler, müslümanlara gelerek: "Mescid-i Aksa'ya dönerek kıldıĝınız namazlar eĝer doĝru ve sahih ise niçin kıbleyi deĝiştirdiniz. Eĝer yanlış ise bu arada ölenlerinizin namazları ne oldu?" demişlerdi. Müslümanlar ise yahudilere: "Hidayet, Allah (cc)'ın emirlerine uymak, sapıklık ise Allah (cc)'ın emirlerine
muhalefet etmektir." diye cevab verdiler. Sonra da Rasulullah (sav)'a giderek önceden Mescid-i Aksa'ya yönelerek namaz kılan ve kıble deĝiştirilmeden önce ölen müslümanların namazlarının durumundan sordular. Bunun üzerine "Allah (cc) sizin imanlarınızı zayi etmez." ayeti indi.Görüldüĝü gibi namazdan soranlara cevab olarak Allah (cc) imandan söz ediyor.
Ve namazı 'iman' olarak nitelendiriyor. Buradan öyla anlaşılıyor ki, namaz imandır, namaz kılmayanın imanı yoktur.Ebu'd-Derda (ra) şöyle dedi: "Namaz'ı olmayanın imanı da yoktur." (Usul'ü-Sünne:1536,
Temhid: 4/225, şeyh El-Bani Terĝib'in sahih'inde: 574 )
Ömer ibn-i Hattab (ra) bir mecusi köle tarafından namazdayken bıçaklandı.
Yere düştü ve bayıldı. Mü'minlere sabah namazını kıldırmakta olan Ömer (ra)'e baygınken güneşin doĝmak üzere olduĝu hatırlatıldı. Baygın halde bulunan Ömer (ra) bu ikazı duyunca dimdik ayaĝa kalktı ve' şöyle dedi: "Namazı terk edenin ĺslam'dan nasibi yoktur."Sonra sırtından kan akıyor olduĝu halde cemaate sabah namazını kıldırdı ve sonra düştü,
ruhunu Rab'bine teslim etti. (Muvatta: 1/40, Darekutni: 2/52)Ebu'l-Müleyh (ra)'den rivayet edilmiştir. Umer (ra)'i minberin üzerinde şöyle söylerken işittim: "Namaz kılmayanın ĺslamı'da yoktur." (Mervezi, Kadru's-Salat: 930)
Ubade ibn Samit (ra)'den rivayet edilmiştir. Rasulullah (sav) bize şöyle tavsiyede bulundu: "Allah (cc)'a hiçbir şeyi ortak koşmayın. Namazı da bilerek terk etmeyin. Her kim ki bilerek kasden namazı terk ederse ĺslam milletinden çıkmıştır." (Usulü's-Sünne: 1523, ibn Ebi Hatim)Yezid ibn Meryem (ra) şöyle dedi: Ömer (ra) Muaz ibn Cebel (ra)'ın yanından geçerken "Ya Muaz, bu ümmeti ayakta tutan nedir?" diye sordu. Muaz (ra)'da şöyle cevab verdi. "Bu ümmeti ayakta tutan esas üç'dür. Ve o üç esas kurtuluş vesileleridir, 1- ĺhlas (Tevhid). O ise ĺSLAM'dır (Allah'ın insanları üzerinde yarattıĝı din). 2- Namaz, Namaz ise milliyettir. 3- ĺtaat. O ise ismettir. (Yani hatalardan korunmaya vesiledir). (Taberi Tefsiri: 21/40, Usulü's-Sünne: 1530) Ebu'd-Derda (ra) şöyle dedi: "Dostum Muhammed (sav) bana şöyle tavsiyede bulundu. Parça parça kesilsende, yakılsanda Allah (cc)'a ortak koşma ve farz olan namazı bilerek terk etme. Kim ki farz olan namazı bilerek terk ederse Allah (cc)'ın koruması ondan uzaklaşmıştır." (Müsned:5/238, ElBani Sahihi ibn Mace:3529)
Ubeyd El-Kelai (ra) şöyle dedi: Mekhul (rh) elimden tutarak: "Ya Eba Vehb, Farz olan bir namazı
kasden terk eden bir kimse için ne diyorsun?" dedi. Ben de Mekhul (rh)'e "Asi bir mü'mindir." dedim. Elimi daha fazla sıktı ve sonra şöyle dedi: "Ya Eba Vehb, ĺmanın şanı nefsinde daha kuvvetli olsun. Kim ki bir farz namazını kasden terk ederse Allah (cc)'ın koruması ondan kalkmıştır. Kimden de Allah (cc)'ın koruması kalkarsa o kimse kafir olmuştur."(Abdurrezzak Musannaf: 5008, ĺbn Ebi şeybe: ĺman: 129 sahih olarak rivayet ettiler.)
Allah (cc) kendi ayetlerine inanan mü'min kullarını Kur'an'da şöyle anıyor:"Bizim ayetlerimize öyle kimseler iman ederler ki, ayetlerimizle kendilerine öĝüt verildiĝi zaman secdeye kapanırlar ve Rablerine hamd ile tesbih ederler. Onlar kibirlenmezler." (Secde Suresi: 15)
Kibirlenerek isyan edenler ve Allah (cc)'ın ayetlerini yalanlayanlar için Rabbimiz yine Kitap'ında şöyle buyurmaktadır: "Kendilerine Kuran okunduĝu zaman secde etmezler (namaz kılmazlar). Bilakis o kafir olanlar Allah (cc)'ın azabından korkmayarak yalanlarlar." (ĺnşikak Suresi: 21/22)"Onlara 'rüku edin' (namaz kılın) dendiĝi zaman rüku etmezler (namaz kılmazlar) Yalanlayanların o gün vay haline" (Mürselat Suresi: 48/49)
Allah (cc) Adem (as)'ı yarattıĝı zaman melekleri Adem (as)'le imtihan etmek istedi. Meleklere hitaben söyle buyurdu:"Biz meleklere 'Adem'e secde edin' demiştik de bütün melekler secde etmişlerdi. Ancak iblis secde etmekten yüz çevirip kibirlendi de kafirlerden oldu." (Bakara 34)Allah (cc)'ın kıyamete kadar geçerli ve deĝişmez kitabı olan Kuran'da . ĺblis'le ilgili olarak verdiĝi bu örnek namaz kılmaktan yüz çeviren ve böylece kibirlenen herkes için apaçık bir örnektir.Ebu Hureyre (ra)'den rivayet edilmiştir: Rasulullah (sav) buyurdu ki: "Adem oĝlu secde ayetini okuyup secde ettiĝi zaman şeytan aĝlayarak uzaklaşır ve şöyle der: Helak oldum. Adem oĝlu secde etmekle emrolundu da secde etti ve cennet onun oldu. Halbuki ben de secde ile emrolunmuştum fakat ben secde etmekten yüz çevirdim. Artık ateş benim içindir." (Sahih-i Müslim: 81 rivayet edilmiştir)Allah (cc) şöyle buyuruyor:
"Bana kulluk etmekten yüz çevirip büyüklenenler muhakkak ki alçalmış kimseler olarak cehenneme gireceklerdir." (Mü'min Suresi: 60)Abdullah ĺbn-i Mes'ud (ra) şöyle dedi: Rasulullah (sav)"Kalbinde hardal tanesi kadar imanı bulunan kimse cehenneme girmez. Kalbinde hardal tanesi kadar kibir bulunan kimse de cennete giremez."
buyurdu. (Müslim rivayet etmiştir.)Namaz kılmamak en büyük kibirlerden olduĝuna göre namaz kılmayarak
Allah (cc)'a karşı kibirlenenler de cennete giremeyeceklerdir.
Abdullah ibn-i Amr ibn As (ra)'den rivayet edilmiştir:Bir gün Rasulullah (sav) 'namaz'dan konuştu. Buyurdu ki: "Her kim şu beş vakit namazı eksiksiz kılarsa namazı, kıyamet gününde ona bir aydınlık, hakkında delil ve kurtuluş olur. Her kim de bu beş vakit namazı gereĝi gibi kılmazsa kıyamet gününde Karun'la, Haman'la, Firavun'la ve Ubeyy ibn-i Halefle birliktedir." Rasulullah (sav)'in bu hadisinde isimlerini saydıĝı bu kimseler küfrün önderleri ve elebaşlarıdır. (Müsned: 2/169, Darimi: 2/301, ĺbn-i Hibban: 1448)ĺbn-i Kayyım (rh) diyor ki: "Namaz kılmayan kimsenin bu dört kişi ile birlikte olacaklarının haber
verilmesinin sebebi şudur: Bu dört kişi küfrün önderleridir. Burada çok açık bir işaret vardır. Her kim ki malının meşguliyeti ile namaz kılmazsa Karun ile, mülkünün meşguliyeti ile kılmazsa Firavun'la,
makam ve mevkisi sebebi ile kılmazsa Haman'la birlikte ve ticaretinin meşguliyeti ile kılmazsa
Ubeyy ĺbn-i Halefle birliktedir.
Allah (cc) bu konuda deĝişmez ve deĝiştirilmez kitabımız Kur'an'da buyuruyor ki:"O halde onlara ne oluyor ki iman etmezler. Kendilerine Kur'an okunduĝu zaman secde etmezler (Namaz kılmazlar). Daha doĝrusu kafir olanlar yalanıyorlar. Halbuki Allah (cc) içlerinde ne sakladıklarını en iyi bilendir. Onun için sen onları acıklı bir azab ile müjdele! Ancak, iman edip salih ameller işleyenler müstesna. Onlar için bitmez tükenmez bir mükafaat vardır." (ĺnşikak suresi: 20-25)(not:secde ayeti..)
Bu ayetlerin özeti şudur: Onlara ne oluyor ki namazın farz olduĝu Kur'anla bildirildiĝi halde 'namaz kılarak, iman etmezler' Aslında namaz kılmayarak kafir olanlar hesap gününe
inanmıyorlar. Her ne kadar iman ettiklerini söyleseler bile bu söz onların dillerinde kalıyor. "ĺnsanlardan bir kısmı vardır ki "Biz Allah(cc) ve Ahiret Günü'ne inandık" derler.
Halbuki onlar iman edenler deĝillerdir"(Bakara Suresi: 8)
"Onlara 'rüku edin' dendiĝi zaman, rüku etmezler. Yalanlayanların o gün vay haline!
Artık Kur'an ayetlerinden sonra neye inanacaklar" (Mürselat Suresi: 48-50)"Tasdik etmedi, namaz da kılmadı. Ancak, yalanladı ve yüz çevirdi" (Kıyamet Suresi: 31-32)
"Kitapları saĝ tarafından verilenler cennettedirler.
Mücrimlerden sorarlar.'Sizi bu yakar cehennemine sokan nedir?'
Onlar şöyle derler: 'Biz namaz kılanlardan deĝildik, yoksula yedirmezdik, batıla dalanlarla dalıyorduk, hesap gününü de yalan sayardık. Nihayet bize ölüm gelip çattı.
Fakat şefaatçıların şefaati onlara fayda vermez" (Müddessir Suresi: 40-48)Allah (cc)'ın bu ayetinde anlatılan mücrimlerin ahirette şefaatçıların şefaatından mahrum olmaları dört nedenden dolayıdır.1- Namaz kılanlardan olmadıkları için2- Yoksula yedirmedikleri için3- Kafirlerle oturup kalktıkları için4- Hesap gününü yalanladıkları içinKimi gayretsizlerin ve imanın ne demek olduĝunu kavrayamayan kimselerin dediĝi gibi namazı terk-eden kimse kafir olmayıp da büyük günah işleyen kimseler sınıfından olsaydı o zaman, şefaatten mahrum kalmamaları gerekirdi. Çünkü Rasulullah (sav) 'in şefaati bu konu ile ilgili sahih bir hadiste de belirtildiĝi gibi ümmetinden büyük günah sahihleri içindir.Ebu Said El-Hudri (ra)'den rivayet edilmiştir: Rasulullah (sav) bir gün hutbe okurdu. Tam şu ayete geldi. "Her kim Rab'bine mücrim olarak varırsa şüphesiz ki ona cehennem var; orada ne ölür ne de yaşar. Kim de ona mü'min olarak salih ameller işlemiş olduĝu halde varırsa işte onlara da en yüksek dereceler var." (Taha: 74-75)"Cehennem'e girenler oralıdırlar. Orada ne ölürler ne de yaşarlar. Ebedi cehennemlik olmayanları ise cehennem hafif bir ölümle öldürür sonra "şefaat edecekler gelirler ve şefaat ederler" Onlardan bir topluluk alınarak 'hayevan veya 'hayat' denilen bir nehre getirilirler. Orada yıkanırlar sonra da sel kenarında biten otlar gibi hayat bulurlar" (Müsned: 3/20)
Başka bir ayette de Allah (cc) şöyle buyuruyor: "Artık müslümanlara mücrimlere davrandıĝınız gibi mi davranacaĝız? O kıyamet gününde 'sak' açılacak da bütün mücrimler secdeye çaĝırılacaklar. Fakat güçleri yetmeyecektir. Gözleri düşkün bir halde kendilerini bir zillet saracaktır. Halbuki Vaktiyle (dünyada) başları selamette iken bu namaza davet olunuyorlardı da kılmıyorlardı. O halde bu Kur'an'ı yalanlayanları sen bana bırak. Biz onları, bilemeyecekleri yönden derece derece azaba yaklaştırırız. Ben onlara mühlet veririm.
Çünkü, benim azabım çok şiddetlidir" (Kalem Suresi: 35-45)

Başka bir ayette Allah (cc) şöyle buyuruyor: "Yiyin, zevklenin dünyada biraz.
Çünkü, siz mücrimlersiniz. (Allah'ın hükümlerini) yalanlayanların o gün vay haline.
Artık, Kur'an'dan sonra hangi söze inanacaklar?" (Mürselat Suresi: 46-50)Bir başka ayette de yine Allah (cc) şöyle buyuruyor:"Muhakkak ki mücrimler şaşkınlık ve çılgın ateşler içindedirler.
O gün yüzleri üstü ateşe sürünecekler ve onlara: 'Tadın yakar cehenneminin dokunuşunu!'
denilecek" (Kamer Suresi: 47-48)

Ömer ibn-i Hattab (ra)'dan rivayet edilmiştir: Bir gün Rasulullah (sav)'in yanında bulunurken birden bire yanımıza elbisesi bembeyaz, saçı simsiyah üzerinde yolculuk eseri görünmeyen ve bizden de kimsenin kendisini tanımadıĝı bir zat çıkageldi. Nihayet Rasulullah (sav)'in yanına oturdu. Öyle ki, iki dizini onun iki dizini dayadı. ĺki avucunu da kendi dizleri üzerine koydu. Ve "Ya Muhammed bana ĺslam'dan haber ver" dedi. Rasulullah (sav) "ĺslam Allah (cc)-dan başka ilah olmadıĝına ve
Muhammed (sav)'in O'nun Rasulü olduĝuna şehadet etmendir.
Namazı kılman, zekatı vermen Ramazan ayının orucunu tutman ve yoluna gücün yeterse beyti
haccetmendir" buyurdu. Soruyu soran da "Doĝru söyledin" dedi. Ömer (ra) diyor ki:"Biz ona hayret ettik, hem soruyor hem de Rasulullah (sav)'ı doĝruluyordu." (Müslim: 8/14)Namaz'ın ĺslam'dan okluĝuna dair bir başka rivayette Mihcan (ra)'ın olayıdır:
Bir gün Rasulullah (sav) ile bir mescitte iken namaz için ezan okunur, Rasulullah (sav) kalkarak
cemaate namazı kıldırıp yerine döner. Bakar ki, Mihcan (ra) daha hala yerinde.
Rasulullah Mihcan (ra)'a dönerek "Senin cemaatla namaz kılmana ne engel oldu ki, yoksa sen
müslüman birisi deĝil misin?" dedi. Mihcan (ra) "Evet Ya Rasulullah! Ben müslüman birisiyim, fakat ben bu namazı evimde kılmıştım" dedi. Rasulullah (sav) da: "Cemaate geldiĝinde namazı evde kılmış bile olsan cemaatle tekrar namaz kıl" buyurdu.(Malik: 1/32, Ahmed: 4/34, ĺbn-i Hibban 433, Hakim: 1/44 rivayet etmişlerdir.)Konu ile ilgili bir başka rivayette şu şekildedir:Ömer ĺbn-i Hattab (ra) şöyle demiştir: "Namazş terk edenin islam'dan nasibi yoktur" (Malik 1/40, Sünen-i Darekutni 2/52, Abdurrezzak Musannef: 5010 rivayet etmişlerdir.)
Ebu Cemre'den, şöyle dedi: Ben ĺbn-i Abbas (ra)'ın önünde onunla insanlar arasında tercümanlık yapıyordum. Derken ĺbn Abbas (ra).'a bir kadın geldi. Ona 'cer' denilen testinin şırasından soruyordu. ĺbn-i Abbas ona şöyle dedi: Abdu'l-Kays heyeti Resulullah (sav)'a geldi. Resulullah (sav)
"Siz kimlerin heyetisiniz?" Ya da "siz kimlersiniz?" diye sordu. "Biz Rabiadanız; dediler.
"Cemaat hoş geldi" Ya da "heyet hoş geldi, sefa geldi. Utanıcılar ve pişmanlık duyucular olmayarak" buyurdu. Bunun üzerine: "Ya Rasulullah! Biz sana çok uzak mesafelerden geliyoruz. Seninle bizim aramızda Mudar kafirlerinden şu kabile vardır. Biz sana, haram aydan başka bir zamanda gelmeye muktedir olamıyoruz. O halde bize özlü bir şey emret de geride bıraktıklarımıza da öĝretelim ve o sebeple cennete girelim" dediler. Rasulullah (sav) onlara dört şey emretti, dört şeyden de nehyetti: Rasulullah (sav) onlara, 'Bir olan Allah(cc)'a iman etmeyi emretti' sonra da "Bilir misiniz bir olan Allah (cc)'a iman etmek ne elemektir?" diye sordu. "Allah (cc) ve O'nun Rasulü en iyi bilendir"
elediler. "Tek olan Allah (cc)'a iman etmek." Allah (cc)'dan başka ilah olmadıĝına ve Muhammed (sav)'in Rasulullah (sav) olduĝuna şehadet etmek, namazı kılmak, zekatı vermek,
Ramazan orucunu tutmak ve ganimetin beşte birini ödemenizdir." buyurdu. (Buhari: 53 ve Müslim: 17)

Namazla ilgili bazı Ayetler:

"Namaz'ı kıl. Gerçekten namaz, kötü işten ve münker'den alıkor" (Ankebut Suresi: 45)
Gerçekten sana ve senden öncekilere şöyle vahy
olundu: Eĝer Allah (cc)'a ortak koşarsan, muhakkak amelin boşa gider. Ve elbette hüsrana uĝrayanlardan olursun." (Zümer Suresi: 65)"Kim küfrederse bütün yaptıkları batıl olmuştur. Ve O, ahirette hüsrana uĝrayanlardandır."(Maide Suresi: 5)Gerçekten kafir olup da Allah (cc) yolundan yüz çevirenler, hak kendilerine belli olduktan sonra
elçilere karşı gelenler, Allah (cc)'a hiçbir şeyle zarar
veremezler. Allah(cc) onların amellerini boşa çıkarır."
(Muhammed Suresi: 32)
"Onlara: 'rüku edin', denildiĝi zaman, rüku etmezler.
Yalanlayıcıların o gün vay haline." (Mürselat Suresi: 48/49)
"Ey iman edenler Allah (cc)'a ve Resulü (sav)'ne itaat edin de amellerinizi boşa
çıkarmayın." (Muhammed Suresi: 33)
Allah (cc)'a dönüp itaat edin. O'ndan korkun ve namazı kılın da müşriklerden olmayın."
(Rum Suresi: 31)
"Ben'den başka hiç bir ilah yoktur. Öyle ise ben'den korkunuz." (Nahl Suresi: 2)
"Tasdik etmedi, namaz'da kılmadı. Ancak yalanladı, ve yüz çevirdi." (Kıyamet Suresi: 31-32)"Onlara: 'rüku edin' denildiĝi zaman, rüku etmezler. Yalanlayıcıların o gün vay haline."
(Mürselat Suresi: 48/49):"Mü'min'ler ancak (Din'de) kardeştirler." (Hucurat Suresi: 10)Ey iman edenler! Müminleri bırakıp ta kafirleri dostlar edinmeyin." (Nisa Suresi: 144) "Ey iman edenler! Ne sizden önce kitap verilenlerden dininizi oyuncak ve eĝlence yerine tutanları, ne de diĝer kafirleri dostlar edinmeyin.Eĝer gerçek mü'min'lerseniz Allah(cc)'dan korkun."(Maide Suresi 57)
"Birbirinizi namaza çaĝırdıĝınız zaman 'namaz'ı bir eĝlence ve oyun yerine koyuyorlar.
Bu davranışları, kendilerinin aklı ermez bir topluluk olmalarındandır." (Maide Suresi: 58)
Sizin dostunuz ancak Allah (cc) ve O'nun Rasulü (sav)'dir. Bir de iman edenlerdir ki, onlar namaz'ı kılarlar ve namaz kılar oldukları halde zekatlarını verirler." (Maide Suresi: 55)

"Ey mü'minler! Allah (cc)'a şirk koşan kadınlarla, onlar iman etmedikçe evlenmeyin.
ĺmanı olmayan müşrik bir kadın sizin hoşunuza gitse de, iman etmiş bir cariye elbette ondan daha hayırlıdır. Müşrik erkeklere de iman etmedikçe onlara mü'min kadınları nikahlamayın. Müşrik bir erkek sizin hoşunuza gitse de mü'min bir köle elbette ondan daha hayırlıdır.
Onlar sizi cehenneme çaĝırırlar. Allah (cc) ise izniyle cennet'e ve maĝfirete davet ediyor da ayetlerini insanlara açıklıyor. Olur ki, düşünüp ibret alırlar." (Bakara Suresi: 221)


"Sen onların (askerin) içinde olup da (cephede) onlara namaz kıldıracaĝın zaman, (askerini iki kısım yap) bir kısmı seninle namaz'a dursun, diĝeri düşman karpışa dursun. Hepsi de silahlarını yanlarına alsınlar. Seninle namazda olup bir rekat kılanlar, düşman karşısına gitsinler.
Düşman karşısında olup namaz kılmamış olanlar gelip, onlarda seninle bir rekat kılsınlar.
Ve onlar da tedbirli bulunarak silahlarını yanlarına alsınlar.
Kafirler arzu ederler ki, silah ve eşyalarınızdan gafil bulunasınız da, size ansızın bir baskın yapalar. Eĝer yaĝmurdan dolayı size bir eziyet olursa, ya da hasta bulunursanız, silahlarınızı bırakmanızda üzerinize bir günah yoktur. Bununla beraber gerekli tedbirinizi alın.
Allah (cc) kafirlere hor ve rüsvay edici bir azab hazırlamıştır." (Nisa Suresi: 102)Yukarıdaki ayette görüldüĝü gibi, insanın devamlı ölümle karşı karşıya kalabileceĝi harp meydanında bile Allah (cc) namazın cemaatle kılınmasını emrediyor. Savaştan daha tehlikeli namazın terkine sebep olabilecek hiçbir mazeret yoktur.
Buna raĝmen namazın terkine müsaade edilmiyor.Tam tersine cemaatle kılınması emrediliyor.Namazın kazası vardır diyenler, acaba o kaza edilecek namazın terkine hangi geçerli mazereti gösteriyorlar da, 'namazın kazası vardır' diyerek hem ayet'i hiçe sayıyorlar ve hem de bir tevhid eylemi olan bu büyük kulluk görevini insanların katında basitleştirmeye sebep oluyorlar?

Sonuç:

Konuşulan ve anlatılan sözleri dinlemek ve sözlerin en güzeline uymak mü'minlerin
özelliklerindendir.ĺslam'ı anlamak için hiç kimseye aklımızı kiraya vermemiz gerekmez.
Duyduklarımızın ve dinlediklerimizin saĝlamasını mutlaka ĺslam'ın gerçek kaynaĝı olan Kur'an ve Sünnetle yapmalıyız.
Gerekli saĝlamayı yaptıktan sonra da Allah (cc)'a sıĝınarak ĺslam'a uygun bulduklarımızı almalı ve ĺslam'a aykırı bulduklarımızı da atmalıyız.
Çünkü Allah (cc) ve O'nun Rasulü (sav)'nden başka herkesin sözü alınabilir ve atılabilir. ĺnsanların sözleri incelemeye ve deĝerlendirmeye tabi tutulabilir. Ancak bundan Rasulullah (sav) müstesnadır.Unutmayalım ki sözlerin en güzeli Allah (cc)'ın Kitabı´ndaki sözler ve geriye bırakılan hediyelerin en güzeli ele Muhammed (sav)'in geriye bıraktıĝı sahih sünnetidir.Kur'an ve Sünnet kaynaklarında asla tezat ve birbirleriyle çelişen hükümler yoktur.
Çelişkileri ve tezatları ortaya atanlar fikirleri bulanık, geleneksel bilgi birikimlerini sahiplenen baĝnaz kimselerdir.Bu kitabı okuyunca çok iyi anlamış olduk ki, namaz kılmayan ya da farz olan namazlardan
herhangi birisini zaruret vaktinden çıkaran ve kılmayan bir kimse ne kadar tevhid akidesi üzerinde olduĝunu iddia ve zan etse bile kafir, müşrik, dinsiz ve imansız olmuştur.
Bile-bile geçirilen hiçbir namazın kazası da yoktur. ĺslam'da kaza edilebilmesi caiz ve mümkün olan namaz, ancak uyku ya da unutma halinde geçirilen namazdır ki, bunu da uyuyan kişi uyandıĝında, unutan kişi de hatırladıĝında hemen kılacaktır.
Bunun dışında bile-bile geçirilen hiçbir namazın kazası olamaz.
Uyku unutma ve bayılma gibi özür halinin dışında namazının kazasının olabileceĝini ve yapılabileceĝini söyleyen kimseler asla bu tutarsız ve mesnetsiz iddialarına Kur'an ve Sünnet'ten delil getiremeyeceklerdir.
Çok iyi bilinmelidir ki, ĺslam sadece kendi kaynaklarından öĝrenilir.
Bu meseleyi de ĺslam'ın temel kaynaklarından doĝru bir öĝrenme ve algılama yöntemi ile araştıran ve aklını bir başkasına kiraya vermeyen kimseler bu mesele hakkında da saĝlıklı bir düşünceye sahip olacaklardır.Namazın kazasına fetva veren gayretsizler, meşru mazeretler olduĝunda caiz olduĝu ve bizzat da Rasulullah (sav) saĝlıĝında bu konuda tüm ümmete pratik yaşantısı ile örnek olmuş olduĝu halde birleştirilmesi mümkün olan namazları birleştirmeyi caiz görmemişler ve hatta haram kabul etmişlerdir.
Böylesi bir düşünceye sahip olan cahil kimselerin bile bile geçirilen ve vakti dışına çıkarılan namazların kaza edilebileceĝine dair ĺslam dışı fikirler ortaya atarken, birleştirilerek kılınması caiz ve mümkün olan namazların birleştirilmesini haram kabul ederken de tutundukları tek dayanakları geleneksel bilgi birikimleri ve batıl mezheplerinin bu
konudaki mesnetsiz fetvalarıdır. Bunların bu gibi söz ve davranışlarının sebeplerinin en başlıcalarından bir tanesi mezhep taassubudur.
Teshillerimizden dolayı Allah (cc) bizden razı olsun, inşaallah
Allah(cc). Hatalarımızdan dolayı O'nun rahmet ve maĝfiretine sıĝınıyoruz. Rabbimizden sözlerimizin ve yazılarımızın ıslahını,
amellerimizin doĝru ve makbul olanını yapmaya bizi muvaffak kılmasını dileriz.Dualarımızın sonu alemlerin Rabbi olan Allah (cc)'a hamd
etmektir. Hidayete tabi olanlara selam olsun.

Kaynak:
ĺslama Göre Namazı Terk Etmenin Hükmü:
AHMET BASĺR (MUHAMMED FATĺH)
Hatırlayan : Tahir Eğerci



Hiç yorum yok:

Zevk için minareleri yıkıyorlar.